h3 class=”post-title entry-title” style=”text-align: center;”>
21 Aralık
Bugün itibariyle minik kızım on altı ayı geride bıraktı. Artık babasıyla çok daha fazla vakit geçiren,inatlaşabilen,kendi resimlerini izlemeye bayılan bir kız çocuğu oldu.Konuşmuyor mu diye soranlara cevabımız hayır oluyor.Aslında bu hal benim daha çok hoşuma gidiyor itiraf etmeliyim ki.Biliyorum bencilce bir düşünce ama onu yalnızca anne olarak benim anlamam inanılmaz da hoşuma gidiyor.Konuştuğunda zaten isteklerini,düşüncelerini herkese söyleyecek ama şimdi her hareketinin bir anlamı olduğu bilgisi,öğrendiklerinin kaynağı ben de.Bu sebeple bu ayların ziyadesiyle tadını çıkarmaya çalışıyorum.
Hareketleriyle,tepkileriyle beni öyle şaşırtıyor ki Gülru…O zaman anlıyorum bir kez daha onların dünyasında yaptığımız ve söylediğimiz herşeyin bir anlamı olduğunu…Masal kitaplarını getirip ona resimlerini anlatmama bayılıyor.Henüz okumamı istemiyor.Anne ve babası mutlaka yanında olsun istiyor.Su hala en çok bayıldığı şey.Bu arada çikolatanın küçücük bir çocuğu bile baştan çıkardıgı tecrübeyle sabit:)
Tabi bu arada onu zorlayan dişleri de çıkmaya başladı.Ağzından bu yüzden sürekli su geliyor ve belli ki acı çekiyor.
Babasına işaret diliyle çizgi film aç diyor ve amacına ulaşınca bizi de ortak ederek seyrediyor Ben en çok konuşamasada herşeyi anlatabilme enerjisine,yılmamasına ve daima gülümsemesine hayranım.
Büyüdükçe emanet aldığımız hüzün bir çocukla dağılıyor neyseki…Gülru büyüyor,hayatı anne ve babasına anlatmaya devam ediyor…