Canım Nur’um
Bir hafta gecikmeli yazıyorum sana bu satırları.Geçen hafta sevdiğin arkadaşlarınla kutladığın doğum gününden beri, biz de senin beş yaşını bitirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Çünkü tüm yıl boyunca ” Doğum günüme kaç gün kaldı?” sorusunu hergün duymak bizim için epey komikti. Bu yıl bir de sürekli kaç yaşında olduğumuzu sordun bize.
Hatta sadece bize değil karşılaştığın herkesin ilk bilmek istediğin şeyi yaşları oldu senin için. Matematik hesapları yapmaya başladın bu vesileyle. Sayılar inanılmaz ilgini çekiyor. Öğrendiğin yaşlara göre ” babam senden büyük, sen babamdan büyüksün” kıyaslamaları yapıyorsun. Sanırım en komiği, teravih için camide olduğumuz bir gün, bir kız çocuğunun yanına gelip “Sessiz olun, yoksa hoca kızar” cümlesinin ardından senin ona ” sen kaç yaşındasın “sorusunu sorman oldu:)
Büyümek ne kadar heyecan verici senin için farkındayım. Kıyafetlerinin küçülmesi bile seni o kadar mutlu ediyor ki… Bu yıl yeni yaşını anaokulu heyecanlınla karşıladın. Senin için okula gitmek demek, sevdiğin arkadaşlarınla buluşmak demek.
Canım yavrum, tüm haylazlığınla, kıskançlıklarınla, koklayarak sevmenle, evi tarumar edişinle, kıyafetlerini kombinleme merakınla, saçlarını istediğin şekilde yaptırma telaşınla yine bir yılı geride bıraktık. Sen belki olanını hatırlamayacaksın ama, inşallah iyi ve güzel hislerle dolu bir yıl emanet etmeyi diliyorum sana.Bir gün gerçekten büyük olduğunda o hislere tutunup hep iyi kal diye…
Seni çok seviyoruz… Hem de çok…İyi ki doğdun… İyi ki renklerimizi çoğalttın…