Nur bugünlerde müthiş bir enerjiyle dolu. Kısacık bir sessizlik anlarında bile, müthiş maharetleri oluyor. (en son yüzünü kıpkırmızı boyayıp, saçını kesti). Saray (ev ) göçerken, o gelinlikle ( prenses) olarak geziyor tüm gün. Ablası yokken canı sıkılıyor. Büyüdüğünde deniz kızı ve prenses olmaya karar verdi. İçtiği suların büyük kısmı, evde küçük havuzcuklar oluşturmak için yerde oluyor. Günde en az beş kez kıyafetini değiştiriyor ve dolabını dağıtıyor.
Bazen hayat telaşları arasında, zorlandığım oluyor itiraf etmem gerekirse. Düzen denen şey korunsun, onca karmaşanın içinde kendimi kaybettiğimi hissetmeyeyim istiyorum. Bu kaygılarla, zorlandığım oluyor. Ama bir an, normalde kriz olacak anda yani, ona kızmak yerine bu anı eğlenceli kılacak bir şey yapmanın, onu güldürmenin de bir yol olduğunu düşünüyorum.
Kıyafetini giymeye zorlanırken, aniden hayvan taklidi yapmak, diş fırçalamak istemezken, eğlenceli bir şeyler yapmak gibi yollar izliyorum. Diyorum ki kendi kendime; anı dediğin böyle anlarda birikir.
Geçen hafta, gazetedeki yazımda nasıl hatırlanmak istediğini sormuştum anne babalara
Ben tebessümle anılmak isterim… Çocukluk anıları bunaltmasın onları… Hayatın zorluğunda bir de ben yük bindirmeyeyim sırtlarına…
Bu dileğim… İnşallah böyle anılmak nasip olsun.