Gülru

Anlaşılmak-Anlaşılamamak…İşte bütün mesele bu…

Anlaşılmak-Anlaşılamamak…İşte bütün mesele bu…

Kızım nerdeyse yedi aylık oldu.Etrafımızda kızım dışında henüz konuşamayan bir kaç bebek daha var.Bir süredir ilişkiler üzerine kafa yorarken, konuşmayı beceremeyen ufacık bebeklerle kocaman insanlardan çok daha iyi anlaşabildiğimizi farkettim.Sonrasındaysa bunun duruş yerimizle alakalı olduguna karar verdim.Biz bebeklerimizle /çocuklarımızla sadece “anlamak “üzerine bir ilişkiye giriyoruz.Acıkmış mı,uykusu mu var,neyi sevmiş neden hoşlanmamış.

Oysa diğer tüm ilişkilerimizde öncelikle “anlaşılmak” istiyoruz.Yanlış anlaşılma kaygısı hepimizi sarmış durumda.

Karşımızdaki ne anlatıyordan daha çok bizi ne kadar anladıya yoğunlaştıkça iletişim kazalarının kırıklarını sarmaya çalışıyoruz,yine cümlelerle, yine anlaşılmak için…

Bazen pes ederek,bazen uzaklaşarak,bazen daha da fazla sözcüklere sarılarak devam ediyoruz ilişkilerimize…Sizinde etrafınız insan yorgunu kalplerle dolu değil mi?

Ne dersiniz?Anlatabildim mi söylemek istedikleri mi?