Benim için lohusalık hallerini terketme süreci altı ay sanırım. Bebelerin beni görmeden duramadığı- Nur Gülru’yu göremeyince de benzer tepkiler veriyor- dönemlerde bir süre memleketime sığınıyorum.Burda kuzenlerimle, anne ve babamla o süreci atlatmak daha kolay oluyor.Zira Gülru’da küçük bir yerde özgürce dolaşmanın, dışarıya çıkabilmenin, fırından ekmek almanın lezzetini tattı.Bir de üstüne süt kardeşide yanı başımızda olduğundan zaman çok daha keyifli geçmekte hepimiz adına. Nur en başından beri insanları çok seven ve çokta yabancılık çekmeyen bir bebek olduğundan onun için bulunmaz bir fırsat her gidene beni de alın diye ağlamak.:)
Geç gelen babamızın akşamları başının etini de yediğimizden iyi oldu bu kısa süreli ayrılık. Adamcağız da biraz kafasını dinlesin. Bursa’ya deniz otobüsüyle geldik . Bir buçuk saatte İstanbul’dan Bursa’ya gelmek büyük lüks hakikaten. Çocukların sıkılacak zamanı olmuyor. Nur da Gülru’da rahat etti. Gelir gelmez “Bursa’da kalmayacağız,hemen Keles’e gideceğiz değil mi?” diye sordu. Çünkü dediğim gibi onun için burda olmak büyük özgürlük. Sürekli “İstanbul’da kendi başıma ne zaman sokağa çıkacağım, markete gideceğim” diyor, evde sorup durmakta. O sebeple Bursa ziyaretlerimiz genelde Bursa’yı teyet geçmek şeklinde oluyor, çok özlesem de Bursa’yı…
Sabah gözünü açıp gidiyor, süt annesine, sonra Talha’nınve Sude Ablasının okuldan gelmesini bekliyor. Dedesinin yanına iniyor, dondurma alıyor, evde eksik olan şeyleri büyük bir mutlulukla dükkandan alıyor, dedesini yemeğe çağırıyor,kısacası çok eğleniyor. Bir önceki yazımdaki bağırma ve vurma halleri de yok bir haftadır. Besbelli hepimiz sıkılmışız dört duvar arasında geçen günlerimizden. Arada komşuculuk evcilik oynasakta çoğunlukla oynayacak arkadaşlarının olması benim içinde güzel. Çocuklarını tek başına büyütenler bana hak verecektir, abdest alıp namaz kılmak bile bazen bebek çığlıkları arasında olur. Burda Nur ile her daim ilgilenecek birileri var, en güzeli de bu.
Dediğim gibi herkes pek mutlu bu durumdan. İnşallah havalarda biraz güzelleşir, pikniğe gideriz, gezeriz. Sonra büyük bir enerjiyle evimize döner, babamızın başının etini yemeğe kaldığımız yerden devam ederiz.:)
Keles-Bursa- Uludağ üçgeninden fotoğraflara yansıyanlar;