Gülru ve uyku hikayelerimiz epeyce uzun dönem devam etti. En başından uykuyu sevmeyen Gülrucuk hala en son raddeye kadar bekliyor. Artık alıştık. Bana benzediği muhakkak. Çocukken annemin yatırmaya çalıştığı öğle uykularının kaçak yolcusu hep bendim zira. Hamileliğim boyunca da hep geç saatlerde uyudum. Zaman zaman zor olsa da nedenleri biliyordum hiç olmazsa. Nur’a hamileyken aynı hatayı yapmamak için daha erken yatmaya özen gösterdim. Ve sanırım bu tezin doğrulunu kanıtlayacak iki serüvenimi de yaşıyorum.
Son bir kaç haftadır erkenden yatıp, erken kalkıyor Nur. Önceleri de çok geç kalmazdı zaten. Ama bugünlerde bir düzen halinde seyrediyor durum. Bir süre acaba ne zaman fire verecek diye bekledim işin aslı. Gülru da hep öyle oldu çünkü, erken yattığı günler , bir sonraki gün epey uzun ayakta kalarak telafi etti. Hatta diyelim ki; dokuzda uyudu. Bilirdik ki, gecenin bir vakti uyanacak ve sabah olmuş gibi davranmaya başlayacak:) Çünkü gerçekten sevmiyor ve ayakta kalmak hayatı ıskalamamak demek onun için bir anlamda.
Nur ise tam tersi böyle bir düzeni seviyor. O da bambaşka biri çünkü. İkisine de ayak uyduracak kadar uykuyu sevmiyorum çok şükür:) Bazen ilk çocukta özellikle, sanki her şey insanın kendi kontrolündeymiş gibi stres yaşayabiliyor insan. (Elbette bir baskı olsa bu mümkün olurdu ) Ama öyle değil bence…Her şey bir süreç, sonuç değil.
O yüzden Nur’un şimdilik uykusu böyle…Önümüzde anne sütünden, yataktan ve bezden ayrılma dönemleri olduğunu düşünürsek ,onun benden daha çok anlaşılmaya ihtiyacı olacağı muhakkak…