Her yazmak istediğimde sitede bir kaç sorun oldu.Nasip dedim erteledim ben de… Kızlarla geçen vakitlerin her birini kaydetmek istediğim çok zaman oluyor. İkisinin birbiriyle ilişkisi, çekişmesi , oyun oynaması, sohbet edişimiz, beni kıskanıyor olmaları her gün tatlı bir rüzgar gibi esiyor evin içinde.
Nur büyüdükçe oyun konusunda müthiş bir uyumla hareket ediyor. Ne rol verilirse verilsin tüm sempatikliği ile role kaptırıyor kendini. Ben yine iyi oyun arkadaşı olamıyorum. Çünkü diyaloglarının arasında anne halim bi an devreye giriyor.:) Sarılmak ,öpmek istiyorum.
En çok abla olmayı hayal ediyor Nur. Hem de ablası gibi bir abla olmak istediğini söylüyor sıkça. Sen okuldayken ben seni özlüyorum diye ablasının gönlüne girebilecek her yolu deniyor. Ablası her öğle vakti , babasının ona verdiği harçlıkla kardeşine şeker alıyor.
Gülru birinci sınıfı yarıladığı bu vakitlerde müthiş bir hızla okuyor ve yazıyor. İtiraf etmeliyim ki onunla oynamak istediğim pek çok oyun için bu zamanı hayal etmiştim. Sohbet ederken birden gözüne takılan bir şeyi okuması yüzümü güldüren anlardan.
Bazen ne kadar çok şükür etmemiz gereken şey olduğunu düşünüyorum. Çocuk varsa hayat var demişti bir konuğum. O kadar haklı ki…Sabah seni çok seviyorum diyen Gülru’ nun, annecim mutlu musun diyen Nur’un merhameti olmasa , nasıl daha anlamlı olurdu ki hayat?
Onlar birbirlerini daha çok sevdikçe,birbirleriyle anlaştıkça tatlı tatlı kavga ettikçe sayısı artan çocuğun huuzurunun da başka olduğunu düşünüyorum.
Bazen zorlandığım oluyor tabi.Özellikle hayatıma yeni eklenen yazma işiyle birlikte daha uykusuz olduğum, yetiştirmem gereken şeyler olduğunda daha çok kaygılandığım, artık geç yatan iki çocuk olmalarının stresini yaşadığım zamanlar oluyor. En az hasarla atlatmak her zaman amacım. Dakin ol diyen Nurcuk ‘u dinlemek, nefes alabilmek, boş anda uyumak şarj yollarım.
Ama her şeyden önemlisi kendimi sıkça yalnız hissettiğim vakitlerde neden Rabbimin iki kız annesi olmayı nasip ettiğini bir kez daha anlıyorum. Hamdolsun…