11 ayı geride bıraktık birlikte.İlginç olan doğduğun beri sürekli birlikte olmamıza rağmen, sanki bir şeyleri ıskaladım duygusu yaşıyorum sıkça. İnanamıyorum zamanın bu kadar hızla akmasına.Resimler ve yazdıklarım olmasa başkasının hikayesini okuyor zannedeceğim kendimi.İlk günlerde tam tersini düşünüyordum oysaki.Lohusalık insanı nasıl ters yüz ediyor şimdi çok net görebiliyorum. Bilinçaltı dediğin patlamaya hazır volkan gibi.(Nur”da bilinçaltım 17 yaşlarıma doğru çıkmıştı.İlerleme kaydetmişimdemek:) Üniversite zamanlarını hatırlıyordum sıkça.O dönem 28 şubata dair hiç bir şey okumak, görmek istemediğimi hatırlıyorum.)
Zaman her şeyin ilaci işte.Şimdi “anne” diyerek bütün derdini,isteğini anlatan bir kız oldu Nurcuk. Oyun oynamaya bayılan, neşeli, sevgi dolu bir kuzucuk…
Sıkça yazdım ama doğduğundan beri öyle düşündüğümden…Ben gerçekten onun en başından beri derdini çok iyi anlattığına inandım.Hİç ne istiyor durumu yaşamadık.Ya da en fazla üç beşdir diyeyim. Bugünlerdeyse annenin ardına ekledikleriyle anlatıyor derdini.İşaretleri de durumu kolaylaştırıyor. Annannesi bizimleyken bir gün The Irish Theory learners permit can be arranged by phoning:- 1890 606 106 (English), 1890 606 806 (Irish) and 1890 616 216 (Text Phone)Online at:- Driver Theory TestService. “annane dedi.Sonra kafasını yastığa koydu ve “ee” dedi.Annem uyutuyordu o günlerde onu.
Bugün anne dedi kapının arkasındaki feracemi gösterip addi dedi:) Dün arabadayken anne deyip sonra nay nay dedi.Hemen anladım müziği açın demek istediğini. Müziğe özel bir ilgisi var. Oynamak içsel bir durummuş Nur”da görmüş olduk:)
Ablasının elindeki şekere olan talebi ve sonra amacına ulaşınca ablasından kaçırışı da ayrı bir komiklikti.
Normalde son derece sakin olan ben bir tek boğazına bir şey kaçtığında zavallı bir insan haline dönüşüyorum. Boğazından çıkarana kadar şurumu kaybediyorum bir süre.Bir tek bu yanıma çare bulamadım…Büyüyünce geçer inşallah…
Bütün anneler için bu zamanlar özel biliyorum.Etrafta kimse anlamazken bebeği, sadece “anne”nin anlaması öyle hoş bir resimki…O zaman anlaşılmak denilen o hepimizin sıkıntısının bir bebekte kayboluşuna tanıklık ediyor insan.
Yani mesele çok laf edip anlaşılmayı beklemekte değil, kimin seni anlayabileceğini bilebilmekte…Bunu da bebeklerden öğrenip bir kenara yazalım:)